20 Kasım 2012 Salı

DUYGULAR MANTIKLIDIR..


       Duyguları bir insanın çekilebilir mi?birden hissizleşme..ani tepkisizleşme..
       Bazen insan sadece durur..cidden durur.. mimiksiz surat, anlamsız bakışlar, tepkisiz bir sen.. bazen hayat o kadar dolu dolu akarken (acı tatlı her andan bahsediyorum) birden durmak istersin ya da istemsiz durursun..
       Biri ölmüştür tepki veremezsin ne ağlar ne acı tebessümde bulunursun..öyle boş boş bakarsın etrafına.. bu senin inkar ettiğin zaman dilimidir. Belki 5 sn belki 1 dk ya da 1 hafta..
Bazen hayat senin beklemediğin yerden vurur.. birden aşık olursun onun gülümsemesine..bakakalırsın seni bu kadar derinden etkileyen insana..belli süre sonra sende gülümsersin.. bu senin sevmeyi hissetme zaman dilimindir.
       Panik atak olduğunu düşün. Öyle bir an gelirki tepkisiz kalırsın hem de belli bir süre değil uzun süre..kendine şaşırırsın donukluğuna, sakinliğine..orda devreye dış etmenler girer ve senin sakin olman gerekir. Bu konuyu, olayı ya da insanı önemsememen değil; tam tersi fazla önemsemendir..
       Bir arkadaşına kırılırsın mesela.. üstünden geçersin, gülersin, kızarsın.. onunla halledersin.. bu değer yargısıyla alakalı değil sadece şans tanımaktır. Ama bir an gelir ve bardağın dolduğunu fark eder taşmasını izlersin tepkisizce.. bu onu hiç sevmemiş olduğunu, bir zamanlar değer vermediğini değil artık şansını kaybettiği anlamına gelir ve artık önemsemezsin..
       O tepksizlik anları bir insanın içinde fırtınalar koptuğu, idrak ettiği anlardır ve uzun ya da kısa değerli zamanlardır. Aslında bilinçaltının tepkisine zaman tanımaktır..bir an için dış zamanı durdurup içinde zamanı akıtıp sonra durdurduğun zamana geri döner ve akmasını izlersin..zamanı içine çekmek böyle birşey..farkında olmadan çoğu kez yaptığımız bu zaman kayıpları(ki ben kayıp olarak görmüyorum) aslında sizin karakterinizin dışa vurumu için geçen dürtü zamanıdır..
       Bir insanı boş boş bakarken ya da gülümsemeden önce tepkisiz görürsen orda savaş var demektir sadece..ve hemen geçen bu zamanda onun içinde uzun bir zaman geçtiğini anlarsın..bekle.. sadece zamanın senin için yavaş, onun için hızlı geçmesini izle..tepkisi yakında yüzünde oluşacaktır..çünkü savaşı her zaman duygular kazanır,anlarsın..
       Bu nedendir ki mantığı daha doğrusu mantıkla hareket etmeyi hep red ederim.mantık için geçen süre kayıptır. Duygularını susturup hissizleştirip mantığını devreye sokarsın.. ve bu senin duygularının dışa vurumu değil; değerli mantığının sana yaptırdığı davranış, mimikler bütünüdür. Ve içten değil sadece sana göre doğru olandır..kim yanlış yapmak ister deme..yanlış yapmak senin tepkilerini duygularını da değiştirir ve geçen dürtü zamanında öğrendiklerini de kullanırsın..mantığı duygular içinde yoğurmaya başlarsın.. işte ozaman tepki senin, his senin ve ses senindir..o zaman karşındaki seni,hislerini,mimiklerini anlar, bilirsin...

       Not: mantık gereklidir ama her zaman kullanmayınız botoks etkisi yaratabilir=))
       Bay mantık ve bayan mantıklara itafen..
Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

3 Ekim 2012 Çarşamba

RÜZGAR SENİ TERK EDİYOR


Rüzgar seni terk ediyor..


Sonbahar..Bana bazı insanları hatırlatır.. Dengesiz.. Kalmak isteyen ama giden ya da gitmek isteyen ama kalan..Kendini bulamamış insanları..

Rüzgarları hatırlatıyor sonbahar bana.. Ne kadar rüzgarı sevsemde beni hep terkettiğini düşünürüm.. Ne rüzgarın başlangıcındayım ne de sonunda..Rüzgar sadece esiyor..Bazı insanları rüzgar gibi düşünürüm.. Kalamaz onlar seninle, bir bölümünde esintinin seninledir ama gitmek zorundadır da..

Rüzgar bana bazı insanları hatırlatıyor..Hem sevilesi hem nefret edilesi..

Rüzgar bana bazı insanları hatırlatıyor..Hayat başlangıçlarında yanında olmadığım, hayatlarının bir bölümünde saçlarımın arasına karışıp giden..Gittikleri yeri ya da hislerini bilmediğim..

Sonbahar bana toprak kokusunu hatırlatıyor.. Bazı insanlar gibi.. Hep kalacak olan hayatında toprak gibi.. Kokuları rüzgar getiriyor bana diye rüzgara aşık oluyorum.. Salaklık.. Rüzgar değil yağmurdu toprak kokusuna sebep..Yağmuru hissedip toprak kokusuyla dolduruyorum ciğerlerimi..Tüm bedenimi ele geçirmesine izin veriyor gözlerimi kapatıp gülümsüyorum..Bu yüzden yağmurları seviyorum..

Denize verdiği hırçınlığıyla, saçlarımdan akıp geçmesiyle, güçlü yanıyla ve kararlığıyla..Ben rüzgarı dokunamadığım,tutamadığım için seviyorum..Özgürlük gibi biraz..

Aynı zamanda rüzgardan nefret ediyorum.. Benden kokumu alıp terk ettiği, başka kokularla karıştırdığı için.. Bana getirdiği kokuları da çalıp gittiği için..

 Rüzgar sevdiğin kokuyu alıp gidiyor..Sana getirdikleriyle birlikte..Rüzgar seni gene terk ediyor..
Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

24 Eylül 2012 Pazartesi

AKDENİZ..




Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.

Tedirgin olur ölüler
Bir an yaslansanız karanlığa,
Sen Deniz Gök.
---------------------
Dalarım engine
Ki yaşadığım
Anladığımdr.

Roma`yla Kartaca`nın arasında
Yüzer, sevgi sevgi
İstanbul.

Böler bir kuş düsüncemi ikiye
Maviden
Yarıda kalır içki.
---------------------
Dersin ki
Ellerimize değecek
Yıldızlar
Büyüyecek büyüyecek de.

Dersin ki
Bir aydınlığı var
Sevgililer için,
Karanlık sessiz de.

Dersin ki
Uyuyamıyorum
Yalnızız
Gece, mavi de.
---------------------
Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde bircik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.

Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.
---------------------
Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.

Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.

Su deniz su gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez.
---------------------
Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
En çok suya benzer
Sevgimiz.

Morluğun acısı var sonu yok
Karışır yaşamımıza
Kendiliğinden.

Herkes ölünce toprak olurmuş
Hayır hayır
Bizim su olacağımız besbelli.
---------------------
Akdeniz enginlerde kararmaktadır
Ama
Ben
Öyle maviyim ki.

Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
Ama
Ben
Sahibi gibiyim yıldızların.

Akdeniz seni bir daha yaratamaz
Ama
Ben
Seni bir daha sevebilirim.
---------------------
Deli gibi bir gürültu, ansızın,
Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
Düşünür Akdeniz.

İşte uçaklar geçer havalarından
Kalır mavilik üstünde apak izleri,
Akdeniz anlar ve sever.
---------------------
Denizdir,
Her aksam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.

Senin le
Acısı
Uzunluğu
Aksi.

Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.
---------------------
Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.

Bu türküyle anılarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.

Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.
---------------------
İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

21 Temmuz 2012 Cumartesi

ÖNEMLİ DEĞİL





İçinizdeki susarsa artık çünkü’lü başlayan cümleleri kalmamıştır onun içinde..kalbiniz kırılmıştır belki ya da canınız yanmıştır.. Ama eğer o cümle agzınızdan içinizden gelerek dökülüyorsa işte ozaman o kişi için başlayan çünkü’lü cümleleriniz kalmamıştır..onun için mazeretiniz yoktur..
ÖNEMLİ DEĞİL.. sadece önemli değil..çok şey gizlidir bu iki kelime içinde.. biri çünkü’ye sahip değilse o kişi de sizin için ‘önemli değil ya, artık önemli değil..’dir.
Ağır bir his..biraz ürkütücü..hiçlik gibi..yok olma durumu..karanlık..yani ÖNEMSİZLİK..

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

19 Temmuz 2012 Perşembe

HİPOKONDRİYAK



                                      

Hergün farklılaşan bi yaratık..bir hipokondriyak..
Kimse okadar cesur olamaz.içindekini öldürebilcek kadar..ne bir duyguyu ne bi resmi ne bir anı ne de içindeki canavarı..
Bastırır geçersin susturur gömersin..gün yüzüne çıkınca şaşırırsın öldürdüğünü zannettiğinden..içindedir..kilitlediğin sakladığın belkide hapsettiğin suçlundur içindeki..bilmem kaçıncı sen..belki de bir piskopatsın unuttuğun..
Bazen kapatır gözlerini insanların resimlerin anların gülümsemelerin hayatındaki tüm renklerin gerçekliliğini tartarsın..gerçek mi?? Yalan mı?.. hepsi senin yarattıgın yanılsamalardır belki..gördüğün kimi zaman bir rüya kimi zaman bir kabustur belki..sadece uyanmayı bekliyorsundur...belki de içindeki başka sen yapmıştır sen sadece uzaktan izlemişsindir olanları başkası gibi..hipondriyak gibi..kavga eder gibi..

peki hiç uyanıcak mısın?



Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

5 Haziran 2012 Salı

VAZGEÇİLMEZLER DE VAZGEÇİLİR




Vazgeçilmezler de vazgeçilir. Yadsınmaz bir gerçektir bu..vazgeçemeyeceğin tek şey kendinsin,o da biraz zorunluluk sanırım..

Vazgeçilmez dediğin ne kadar çok şeyden vazgeçtin. ‘Asla’ ile başlayan cümlelerin an geldi gerçekleşti. Çok sevdiğin birinden o gitti diye vazgeçmedin mi hiç? Ya da çocukken en sevdiğin oyuncağın nerede şimdi? En sevdiğin kitap atıldı belki de raflardan çoktan..

Büyüyor, değişiyorsun zaman akıyor..ama asıl AN değişiyor zamanla birlikte.elinde olmayan dış etkiler..  sen sensin; özünde, değişsende aynısın.. yine aynı sever, yine aynı bakar ve yine aynı gülümsersin..ama başkalarına etkin olamaz. Çok sevdiğin insan giderken durdurmak için çabalarsın. O senin vazgeçilmezindir çünkü. Ama bir süre sonra; gurur,yorulma,kabullenme adını ne koyarsan koy vazgeçersin.. ‘Asla onsuz yaşayamam’ cümleni bir kenara bıakırsın,yaşarsın.. Aslında asla cümleni yutarsın. Sen insansın..vazgeçilmezlerinden vazgeçer ve yaşarsın..

Dünya başına yıkıldığını sandığın her an dünyanın aslında yerinde olduğunu anımsa.. ‘Asla’ ölmeyeceksin.. Vazgeçilmezlerin değişecek, vazgeçecek ve yeni vazgeçemeyeceğini sandığın vazgeçilmezlerin olacak..

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

3 Haziran 2012 Pazar

KAHRAMAN-FİGÜRAN






HER HAYAT BIR MASAL, HER INSAN KENDI MASALINDA KAHRAMANDIR. BAZEN BAŞKA BIRILERINI DE KAHRAMANIN YAPARSIN MASALINDA VE GÖZÜNÜZÜ AÇIP KAPATTIĞIN AN MASALINDA KALMADIĞINI GÖRÜRSÜN..GITMIŞTIR..BELKIDE SADECE ROLU YOKTUR ONDANDIR ONU GÖRMEMEN.. MASALIN BAŞKA BIR SAYFASINDA BELKI TEKRAR GELECEK VE KAHRAMANLIĞA DEWAM EDECEKTIR. YA DA SADECE O BÖLÜMDE KAHRAMANDIR..SENIN MASALIN DIŞINDA FIGÜRAN OLDUĞUNU BILMEDEN GITMIŞTIR BELKI DE..BILEMEZSIN..SAYFALARI OKUYUP GÖRMEN GEREKIR..DIĞER SAYFALARA GEÇMEK IÇIN BITIRMELISIN BULUNDUĞUN SAYFAYI..



''KIM BILIR..MASALINIZIN KAHRAMANI, BAŞKA BIR HIKAYEDE FIGÜRAN OLMAYA GITMIŞTIR BELKI DE.." NAZIM HIKMET
Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

4 Mayıs 2012 Cuma

cam kırıkları


.........güneşi öldürmek için kapat gözlerini...
       Gürültü.. Saniyelere dagılmış biraz.. Bardak kırıldı susamışken sen, elinden kayıp düştü.. yerdekileri toplamak yerine yeni bir bardaktan su içmeye gidiyorsun..söylene söylene..belki biraz bağırarak..
onlar kalıyor orda haftalarca..belli ki unutmak istiyorsun salonun tam ortasında olsa da kırıklar..toplamıyorsun işte..
       Aslında toplamaktan kaçmanın sebebi; haftalara yayman..cam kırıklarının keskinliğini azaltmak..korkaksın..korkuoyorsun işte elini kesmekten acı çekmekten..nedendir korkun??gözyaşlarınla kan birleşseydi..ya da birleşebilseydi..
       Birini kırmaktan daha kötüdür kırıkları toplamamak..
       Kendi kırıklarını toparlamamak..çok insan geçmiştir hayatından seni elinden düşürüp kıran..sen camdan deilsin toparlanırsın,parçalansanda aslında bütünsün..elinden düşüren, seni kaybeden, değerini yitirirken sen tamamlanırsın zamanla..belki biraz kan belki biraz gözyaşı biraz da acı..ama toparlanırsın..içinde çizikler kalır..senin için değerliyse kırıkların ve sahibi..
        
        Kapattıgında gözlerini..öldürürsün güneşi..taparcasına sevsende onu..aç gözlerini..gülümse şimdi..öldürdüğün güneşini karsında bulacaksın..kırıldıgında da gülümse..öldürüyorsan kendini her kırıldığında,gözlerini aç şimdi..kendini her kırıldığında daha güçlü bir araya getirmiş olacaksın...

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

29 Mart 2012 Perşembe

susmak(?!)


Sözcükler yapışıyor üstüme onların seçtikleri kadarım..
Ne kadar tanımlansamda anlatılsamda birilerine
Ben sadece sustuğum(?!) kadar, anlattığım kadarım..
Sen kimsin??
Görebildiğim kadar gözlemlediğim kadar..
Bir insan herkese aynı değildir herkese aynı bakmaz mesela..
Sözcükleri hisleri farklılaşır.
Aynı insan farklıdır..
Oyüzdendir ki başkasından dinlemem kimsenin masalını..
Anlatırsa o dinlerim ama ben masaldaki susmaları sewerim..
Bilirimki her susuşta bir cümle gizlidir, bir anı, bir mutluluk ya da göz yaşı..
Susmalar herkesten gizlediğin sensindir.herkese göstermediğin sakladığın,bazılarına anlattığın..
Susmaları anlat..hikayenle birlikte..senin kim olduğunu bulmalıyım içimde..
Sen senin sustuğun kadar..
Masalını anlattıgın, benim sana seçtiğim sözcükler kadarsın..

*başkalarının seçtikleri sözcükleri duymadan her insana kendi sözcüklerini seçenlere ve susmalarını ‘susmak’ olarak tanımlamayanlara itafen..
Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

9 Şubat 2012 Perşembe

kırmızı merdiven





          Uzun epey göremiyorum henüz sonunu..sanki sonu yokmuş gibi benden büyük..ağır biraz  kaldırmayı deniyorum,kıpırdamıyor bile..biraz da paslanmış..eski belliki..ellerimi boyuyor..ellerim pas içinde..kanamış gibi..ellerim acıyor biraz..boyanın kalktığı yerler ellerimi çiziyor..pasla kan karısıyor..sanki bir yağlı boya tablosu gibi aslında.. gözlerim nemli bakıyorum ona..canım acıdığından değil ona bakmaktan..gözlerim yavaştan iyice doluyor..bir damla..ve yavaşça ağlıyorum..her pasta bir iz varmış gibi benden olmayan, benim yapmadığım..tek tek okuyorum..
            kimlerin elleri değmişti acaba ona??kimler iz bırakmak istemişti onda??neden yara şeklinde kalmışlardı onda, renklerden ibaret olmayan çizikler bırakmışlardı..sonsuz olmak için..iyi anılmasalarda kalmaları için orda..herşeyi anımsatmak için..renkten uzak..siyahtan uzak..benden uzak...ona yakın...
            Kafamı aşağı çevirince korkuyorum..onun sonuna bakmak gibi..yukarıya bakmak gibi aşağı bakmak..sanki sonu yok gibi..aşağıda ne var??merak biraz korku..sonra papatyaları görüorum..ona inat çok canlılar..papatyaların olduğu bölümde tek bir pas izi yok..orası gizli gibi..sanki kimse dokunmamış gibi..ama yanılıyorum..dikkatle bakınca izleri görüyorum..parmak izleri..masumca dokunulmuş gibi..pastan çizikten ziyade renk gibi..kimin parmak iziyse onun rengi kalmış gibi..
             Şuan önümdeki basamakta ne iz var ne pas..sadece şarap var..kırmızı..pas gibi..ellerim gibi..onun gibi..kan gibi..belirsizlik gibi..
              Bir yudum alıp gözlerimi kapatıyorum..tüm tadını kokusunu damarlarımda hissedip gülümsüyorum..
Herkesten izler toplamış merdivenim..
Hani altında geçince uğursuzluk getirceğine inanılanından..
Alt geçmişim, üst geleceğim şimdide duruyorum..
Cesurca karanlığa bakıp gülümsüyor şimdide şarabımla..
Ya da hala gözlerim kapalı bilmiyorum...

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

30 Ocak 2012 Pazartesi

bırakın robin hood olayım

          İnsanların kuru ifadeleri..kontrollü yapıları..diğer insanların düşüncelerine herzaman çok önem wermeleri nedeniyle takındıkları hareketleri..onlar için değiştirdikleri kararları..kendi egoları..duygularını cesurca sölemeyi bi tarafa bırakın yüzlerinden uzak tutmaya çabalamaları..öldürülen mimikleri..onların masum diye adlandırdıkları maskeleri..sakladıkları anahtarları..kaçırdıkları gözleri..
          Çocukken korkardım palyaçolardan..herkesi güldürenlerden,eglendirenlerden korkardım..bana hep sahte gelmişlerdi ve ürkütücü..gülen makyajlarının altında hep gizli gözyaşları vardı sanki..korkarken onlardan,bir o kadarda üzülmüşümdür için için..sanki ağlamak kötüydü,hataydı,zawalılıktı.saklıyorlardı..insanı insan yapan o güzel ifadelerini: mimiklerini..benim küçük dünyamda kötü karakterlerdi hep kaçtığım..sewmemiştim onları bikere..
          Maskeler..evet ellerde tutulan,zaman ve durumla ilişkili takılan maskeler..kötüyken hali dumanken, mutsuzken ele alınan ben iyiyim mutluyum maskesi gibi..ya da kendine güwen eksikliği hissettiği zaman sanki özgüvenden yıkılıyomus gibi dawranılan maske..ya da sewmediği halde sewiomus gibi yapılan maske..hep güzel hep iyi seyleri yüze oturtmaya çabalanan maskeler..bazıları ise tam tersini uygular..dikkat çekmek için,acıma duygusuyla biyerlere gelmek için,hırsları için tam ters maskeleri olanlar..onları hiç anlamamışımdır o ayrı..sizde hangi maskeler var??
herkesin kendine seçtiği maskeleri war,biliyorum..kim ‘ben benim okadar,maskem yoktur.’ derse inanmayın..ki onlar palyaço olanlardır!!! hiç anlamazsınız kim olduklarını,korkutucudurlar,maskeleri hiç inmediği için fark etmezsiniz.. eet onlar kendileridir(?!) hissetmezsiniz..
           Onları sadece güvendiklerinizin,gerçekten sewdiklerinizin,yanlarında sesli düşünmekten çekinmediğiniz insanların yanında çıkartırsınız..sizi anlayacaklardır,kızmadan,nedenini bilerek izlerler maskenizi çıkartmanızı..sewinirler hatta onlara verdiğiniz degeri hissederlerken mimiklerinizde, maskelerinizi yüzünüzden indirirken..onlar kıymetlilerinizdir.kaç tane kıymetliniz war sizin?sayı arttıkça maske sayınız, kullandığınız süreniz azalır..oldum olası sewmem maskeleri ben ama herkes kadar wardır maskem, sayısı azdır..ama maskeniz düşüyorsa maskesi çok olanların önünde way halinize affedilmezsiniz..yalandır sözleriniz..hisleriniz..onlarsa melek(?!)tir..
            Mimikler konusmasanızda sizin, hislerinizin aynasıdır..seslendirmesiz ve altyazısız ifadelerinizdir..gözlerinizde bile vardır  mimikleriniz..gözler önemlidir benim için(maskeli balolar da bile  göz bölgesi net bırakılır seffaftır..)çünkü gözler ruhların kapılarıdır bence..sadece anahtar warsa girebilirsiniz ya da onun kapıyı açmasıyla..bazıları bilir bunu..oyüzdendir insanların sadece gözlerine bakar bazıları,bazılarıysa onlara bakarken aynı zamanda ruhlarına inerler..ben öleyim..derinlemesine bakmayı sewerim gözlerin içine..onlar gerçektir ve kandırmazlar maskeleri olmaz,hisleri gerçektir..anahtarımı alır açar kapıyı süzülürüm gizlice..zili çalmam ben,kapıda beklemem açsın diye..hırsız diye adlandırın beni isterseniz izinsiz giriyorum diye ama ben bişe çalmaya değil, bişeler bırakmaya girerim sessizce..hadi robin hooda benzetin beni=)kendimden çalarım herseferinde ruhuna dokunabildiklerime bırakabilirim izimi..
            Farkettimki hala korkuyorum palyaçolardan..geçemem yanlarından,huzursuz olurum varlıklarından..hayatımda istemem palyaçoları,hayatıma girmelerine izin vermemde..
Kıymetliniz yaparsınız beni belki..masum  maskeleriniz warsa yanımda çıkarmanızı rica ederim..gözlerinizi yere çevirmemenizi beklerim,gözlerimin içine bakmanızı isterim..yoksa robinhood oynunu oynayamam..bırakın ruhunuza dokunabiliyim..
            Palyaçolara,sonsuz maskeleri olanlara,insanların gözlerinin içine bakmaya korkanlara ve mimiklerini,hislerini saklayanlara itafen..=)

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

28 Ocak 2012 Cumartesi

şarap kadar

keske tüm çizgileri hatırlıcak kadar
görmemeye başlıcak kadar çok bakmasaydım..
derinlemesine..izini kazıyasıya..unutasıya..
görmesem bilmez, duymasam anlamaz hissetmesem war olmaz..
susacak kadar konusmasaydım diyorum bazen
bikaç kelime saklasaydım cebimde tüketircesine anlatmak yerine..
zamanla anlaşıp hızla geçmesine izin vermeseydim..ağlatabilir miydim??
Dakikalar aylara, günler yıllara dönüşmeseydi..
Yazken günüm güneş yukardayken kar yağmasaydı mesela sinsice..
Kar tanelerine bakıp mutlu olmak yerine üzülseydim soğukluğuna
Güneşin yakan matemine üzülmek yerine gülseydim sıcaklığına..
Anlatmak yerine rüzgarla dinleseydim sesinin sessizliğini..duyabilir miydim??
Yaramaz bi çocuk gibi dawranmasaydı hayat mesela kumdan kale yaparcasına..
Mızıkçılık yapıp sondan okumasaydı en güzel diye adlandırdığını..
Hatırlıcak kadar unutmasaydı..özleyebilir miydim??
Varlığı kadar yok olabilseydi..kırılabilir miydim??
Gidiyorum kadar gelebilseydi..gülümseyebilir miydim??
Şarap kadar sewebilseydi baktığım çizgiler mesela yıllanırcasına..
Korkuları kadar cesur olabilseydi..sewebilir miydim??

Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek

7 Ocak 2012 Cumartesi

o geceyi sever..

           sadece düşlemiş..
           yazmış kendisi olmaksızın içinde..unutmuş kendini..herkese bir rol seçmiş en güzel ve özel şekilde.tek tek konuşmalar yazmış dudaklara.mekan belirtmemiş,abartmadan sade ama mükemmel olmuşlar..zamanı koymamış sonsuzluk yaratmış masalda..güneşi hep gökyüzünde bilmiş geceyi, yıldızları, ayı hiç düşünmeden yer vermeden..
          o geceyi sever..neden yaptıki bunu??yıldızları sever yalancı aydınlıklarıyla kimisini,kimisini tüm gerçeklikleriyle..izlerken onları müziğiyle hep istemiştir tek tek kaymalarını yavaşça..hepsine verdiği dilekleri tutmak ve sonsuzdan saymak..sonsuz hayaller kurmak..çoğunu yakalamayı denemiş başaramamış o kekremsi tadı hissetmiştir..bazen elini yakmasından korkup tutmayı denememiştir yıldızlar onun  için gökyüzünü terk ederlerken..bazıları ise o görmeden kaymışlar onun için mutlu olması için ve başarmışlardır..
          ona ait olmayan ve onun olmadığı bir masal yaratmış..okumuş tekrar hergün yaptığı gibi..o yazmamıştı sanki bir yabancıydı gibi masala..devamını yazamadan bitmiş sözcükleri susmuş..sonunu bilmediği masalda o hiç olmamış ve hala o yokmuş..
          belki cesaret eder alır kalemi tekrar eli, başlar en başından yazmaya içine kendini koymayı unutmadan bu sefer masala..sonunu yazmaz.. bilmez,bilmek istemez..sadece yaşar içinde..
           hala hayalperesttir.. hala birazda çocuk masallara inanan.. büyümemiştir ondan sevmiştir hayatın masalını belkide..
Devamı Oku: Blogger ‘Facebook Beğen Butonu’ Eklemek